Düzce 1881 spor kulübünden Gençlik Spor İl Müdürü Zekeriya Arslantürk'e hoşgeldin ziyaretinde bulundu. Düzce 1881 spor kulübü (Engelsiz spor) ilimize yeni atanan Gençlik Spor İl M...           • Düzce Üniversitesi’nde “Erişilebilir Gelecek İçin Kapsayıcılık” Paneli Gerçekleştirildi   Düzce Üniversitesi Eğitim Fakültesi Özel Eğitim Bölümü ...           • Düzce Üniversitesi Öğrencisi Olimpiyat Üçüncüsü Oldu Düzce Üniversitesi ÖğrencisiOlimpiyat Üçüncüsü OlduD&uum...           • Bilim Kafede Özel Gereksinimli Çocuklar Konusu Konuşuldu   Bilimin toplumla buluşması, üniversitelerde üretilen bilginin toplumda anlaşılır...           • 49 Yıllık kapanmak üzere olan bir köy okulunu yeniledik. 1903 Düzce Beşiktaşlılar Derneği düzenlediği muhteşem organizasyonla Beşiktaşlıları bir ...           • DOSKİM Yürütme Kurulu Toplantısı Gerçekleştirildi   Düzce Organize Sanayi Korumalı İş Merkezi Projesi Yürütme Kurulu toplantısı...           • AK PARTİ MÜCADELEYİ EN ÜST SEVİYEYE ÇIKARMIŞTIR AK PARTİ DÜZCE KADIN KOLLARINDAN 25 KASIM MESAJI “KADINA YÖNELİK ŞİDDET KABUL...           • CHP’Lİ ÖZCAN İTALYA YOLCUSU   CHP Düzce Milletvekili Talih Özcan’ın da yer aldığı TBMM Dışişleri Komisyo...           • CHP İl Başkanı Özcan Dağıstanlı: Eski Düzce Devlet Hastanesi Arazisi İhaleye Çıkartılarak Kimlere Peşkeş Çekilecek? CHP Düzce İl Başkanı Özcan Dağıstanlı, eski Düzce Devlet Hastanesi arazisinin ihale...           • Milletvekili Ercan Öztürk’ten 24 Kasım Öğretmenler Günü Mesajı Ercan Öztürk: “Öğretmenlerimizin emeği milletimizin en önemli sermayesid...           
İstatistikler
Toplam: 2592234
Aktif: 24
Bugün: 224
Dün: 1854
Paylaş
Facebook  Twitter  Stumbleupon  Delicious  Google
E-Mail Bülteni
Ad, Soyad:
E-Mail:
    
Biz Sizi Arayalım
Ad, Soyad:
Telefon:

Özcan Dağıstanlı‘’Yusuf Tekin Görevden alınmalıdır’’.dedi


CHP Düzce il başkanı Ozcan Dağıstanlı bir basın açıklaması yaptı.CHP İl başkanı Dağıstanlı basın açıklamasında şu ifadelere yer verdi.

‘’Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurucusu Başöğretmen Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, “Eğitimdir ki bir milleti ya hür, bağımsız, şanlı, yüce bir toplum olarak yaşatır veya bir milleti esaret ve sefalete terk eder” şeklinde ifade ederek önemini vurguladığı Milli Eğitim, mevcut iktidarın tam bir başarısızlık içinde olduğu bir alandır. AKP Genel Başkanı’nın “eğitim alanında başarısız olduk” sözleri ile bir itiraf olarak hafızalarımıza kazınan 21 yıllık dönemde, 9 bakan değişmiş, eğitim sistemi yaz boz tahtasına dönmüş, bilerek ve isteyerek siyasallaştırılmış, dinselleştirilmiş ve iktidarın ideolojik hedefleri için araç haline getirilmiştir. PISA vb uluslararası araştırma sonuçları da eğitimin niteliğine yönelik başarısızlığı net bir biçimde ortaya koymaktadır. Oysa Milli Eğitim, ülkemizi geleceğe taşıyacak kuşakların iyi eğitimli ve donanımlı olmasını sağlayacak en önemli hizmet alanı ve ülke için bir beka sorunudur. Meclis’te kabul edilen bütçe, öğretmenlerin, akademisyenlerin, eğitim emekçilerinin, ailelerin ve en önemlisi ülkemizin geleceği olan çocuklarımızın sorunlarını çözebilecek bir akla, vicdana ve niyete sahip değildir! Merkezi Yönetim Bütçesi içerisindeki payı % 19,24’lerden % 14,56’ya gerileyen, % 81’i personel gideri olan, yatırım bütçesi 2002’de % 17,18 iken % 9,15’e kadar gerileyen Milli Eğitim Bakanlığı bütçesi, Meclis Genel Kurulu’nda görüşülerek iktidar milletvekillerinin oyları ile kabul edilmiştir. • Öğrencilere bilimsel ve nitelikli bir eğitim vermekten uzak, • Ailelerin artan mali yüklerini ve kaygılarını azaltmayı hedeflemeyen, • Öğretmenlerini yoksulluk sınırının altında maaşlara reva gören, • Bir milyonu aşan atanamayan öğretmenlere bir umut vermeyen bu bütçeyi konuşmamız gerekirken, Maalesef Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in gün boyu yapılan bütçeye yönelik eleştirilere vermesi gereken cevapları değil; Türkiye’nin geleceği için çok büyük bir tehlike olan laiklik karşıtı demeçlerini konuşmak zorunda kalıyoruz. Bakan’ın verdiği rakamlara göre Milli Eğitim Bakanlığı, 1.167’si resmi kurumlarla olmak üzere 2.709 protokol imzalamış bulunuyor. Bu protokoller, okullarımızın ve milli eğitim sistemimizin gereksinim duyduğu fiziki altyapı, malzeme, yazılım ve/veya donanıma yönelik çeşitli kurumların yapacağı katkılara yönelik değildir. Aksine, Milli Eğitim Bakanlığı’nın anayasal görevi olan ve öğretmenlerimizin uzmanlığında okul yaşamında geliştirilmesi beklenen yaşam becerilerine yöneliktir. Bunu, Bakan’ın Meclis’te bu protokolleri savunurken ortaya koyduğu gerekçelerden de anlıyoruz. Öğrencilerin bilgi, beceri, davranışlarının geliştirilmesi MEB ve öğretmenlerin görevidir. Tarikat ve cemaatleri, çocukların dağa çıkmasını engelleyen sivil toplum örgütü olarak gördüğüne ve protokol imzalamaya devam edeceğine yönelik beyanları asla kabul edilemez. Bakanın bu sözleri, bugüne kadar zor şartlarda hizmet veren öğretmenlerimizi dağa insan kaynağı yetiştirmekle suçlaması anlamına da gelmektedir. Öğretmenlerimizin, çocukların terör örgütüne kaynak olarak dağa çıkmasını engelleyemeyeceğini ama kerameti kendinden menkul tarikat ve cemaat unsurlarının engelleyeceğini dile getirmek de başlı başına bir zavallılıktır. Milli Eğitim Bakanı, bu yapılarla ilişkiyi savunurken özelikle belirli bir bölgeyi işaret etmekte, cemaat ve tarikatlar aracılığıyla bölgenin şekillendirilmek istendiğini de açıkça itiraf etmektedir. Yatılı okulları kapatıp çocuklarımızı tarikat ve cemaatlerin yurtlarına mahkûm eden kişinin gerekçesi bu nedenle doğru değildir. Bakanlığın tarikat ve cemaatler ile yaptığı protokolleri tasdik etmesi, eğitimin topyekûn dinselleştirilmesini hedefleyen politikaları ifşa etmiştir. Ancak, unutulmamalıdır ki bu politikalar, geçmişte milletimizin hafızasından uzun süre silinmeyecek travmalar ile sonuçlanmıştır. Bu yapıların araç olarak kullanılmasının sonuçları 15 Temmuz darbe girişimi ile acı bir şekilde deneyimlenmiştir. Bakanın ve AKP kadrolarının bu yaşananlardan ders almadığını görüyor; kendilerine bu yoldan dönmeleri için bir kez daha çağrıda bulunuyoruz. Bakanın açıklamalarından ve tavırlarından, siyasi iktidarın 4+4+4 düzenlemesi ile hız kazanan bilimsel, çağdaş, laik eğitimi sonlandırma hamlesinin bugün artık başka bir aşamaya geçtiği anlaşılıyor. Bakanın çocukların dağa çıkmasını engellemek perdesiyle gizlemek istediği bu icraatlar, örneğin ÇEDES projesinin İzmir, Kırklareli, Eskişehir gibi partisinin az toplumsal destek aldığı bölgelerde başlaması göz önüne alındığında, başka bir siyasal hedefin unsurları olduğunu da açıkça göstermektedir. Milli Eğitim Bakanlığı ve bizzat Bakan Yusuf Tekin gerçekleştirilen bu icraatlar ve söylemler ile maalesef laiklik karşıtı odakların sözcüsü ve hamisi durumuna gelmiş bulunmaktadır. Kişiye özel bir yasal değişiklik ile rektör olan ve Milli Eğitim Bakanlığının tüm tartışmalı icraatlarının sorumluluğunu taşıyan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’i istifaya davet ediyoruz. Bu çağrının karşılık bulamayacağı ve AKP iktidarında görevden çekilme erdemi gösteren bir bakan olmadığı öngörüsü ile kendisinin atamasını yapan AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı sn. Recep Tayyip Erdoğan’a, Büyük Türk Milleti ve tarih huzurunda, namusu ve şerefi üzerine ant içtiği ‘’laik Cumhuriyet ilkesine bağlı kalacağına’’ yönelik yeminini hatırlatıyor, görevlendirdiği Milli Eğitim Bakanı’nı görevden alması çağrısında bulunuyoruz" dedi.

 

Haber tarihi: 22/12/2023
Haber Okunma: 590
Haber Yorumları: 0


Paylaş: Facebook  Twitter  Stumbleupon  Delicious  Google



Önceki: Fora-Can ile İndirim Protokolü İmzalandı
Sonraki: Düzce Üniversitesi IEEE Öğrenci Topluluğu “Robo League” Robot Yarışmasına Katıldı




Henüz yorum bulunmamaktadır. İlk yorumu siz yapabilirsiniz.

Ad, Soyad *
E-Mail
Kalan karekter sayısı:
Yorum *
Güvenlik kodunu giriniz:
captcha
*
(* Doldurulması zorunlu alanlar)


Site İçi Arama
Köşe Yazıları
Haber Arşiv
     
Tavsiye Et
Ad, Soyad:
Gönderen:
Alıcı:
Güvenlik kodunu giriniz:
captcha
Fotoğraf Galerisi

egazete
7 fotoğraf

REKLAM
1 fotoğraf
Üye İşlemleri
Kullanıcı adı
Şifre
Diller

İçerik Rss - Haberler Rss

Tasarım ve Programlama: Omnportal

 

 e-mail adres

duzcegercek81@gmail

.com